25 Ocak’ta 17 ülkeden sosyalist örgütlerin katılımıyla gerçekleşen toplantının sonuç metni yayınlandı.
Partido Obrero (Arjantin), Devrimci Enternasyonalist Eğilim (TIR, İtalya), Komünist Kurtuluş İçin Yeni Sol Akım (NAR, Yunanistan) ve Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP, Türkiye) tarafından düzenlenen toplantıya Almanya’dan MLPD, ABD’den UFCLP, Yunanistan’dan OKDE, Kızıl Girişim/Kızıl Eylem (Sırbistan-Hırvatistan), Kuzey Makedonya’dan Kızıl Şafak, Meksika’dan GAR, Peru’dan Agrupación Vilcapaza, Şili’den Fuerza 18 de Octubre, Küba’dan Comunistas, Brezilya’dan Tribuna Classista ve Uruguay’dan La Fragua katıldı. Ayrıca, Birleşik Krallık’tan SWP ve Fransa’dan İşçi Partisi gözlemci olarak katıldı. Bu toplantıdan önce, çağrıcı örgütlerin 10 Ocak 2025 tarihli “Emperyalist savaşa karşı enternasyonalistl birlik çağrısı” başlıklı deklarasyonu yayınlanmıştı. Çağrıda, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ve ABD’de Donald Trump’ın zaferi gibi dünya durumundaki yeni gelişmeler ele alınmıştı.
Dünya emperyalist sistemi savaşlar ve yeni krizleri dünya halklarına ve emekçilere dayatırken bu saldırganlık karşısında sınıf bağımsızlığı ve eperyalist savaş konularında ortaklaşan enternasyonalist güçlerin ortak bir mücadele cephesi etrafında hareket etmesi ve somut bir mücadele gücü olarak sahneye çıkması acil bir göre olarak önümüzde duruyor. Bu doğrultuda önümüzdeki dönem için atılacak somut adımların netleştiği toplantının deklarasyonu ve eylem planı ilan edildi.

Uluslararası Konferans ve Eylem Planı Çağrısı
Küresel egemenlik için yoğun mücadelelerin yaşandığı bir çağda yaşıyoruz. Bu çatışmaların merkezinde, gerileyen ve saldırgan bir ABD emperyalizmi ve büyük bir kapitalist güç olarak ortaya çıkan Çin yer alıyor. Çağımız; kapitalist karşıtlıkların, ekolojik felaketlerin ve askeri çatışmaların patladığı, kurbanlarının işçi sınıfı ve halklar olduğu bir çağdır. Bu, kapitalist sistemin etkili bir şekilde üstesinden gelinemeyen bir krizinin ve uluslararası hegemonya mücadelesinin bir sonucudur. Bu mücadelenin zuhur ettiği alanlardan biri Gazze’deki soykırımın ve Orta Doğu’daki askeri operasyonların eklendiği yeni bir aşamanın başlangıç noktasını oluşturan Ukrayna savaşıdır. Bu askeri çatışmalar, gezegenin diğer bölgelerine yayılma riski olan bir Dünya Savaşı’nın minyatürler örnekleri olarak karşımıza çıkıyor.
1) Trump’ın ABD hükümetine yükselişi, yalnızca ABD’deki işçilere ve sömürülenlere (göçmenlerin acımasızca sınır dışı edilmesi gibi) karşı değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde de gerici bir sağcı saldırının habercisidir. Göçmenlere ve LGBTI topluluğuna yönelik saldırılar, aşırı sağ tarafından toplumun tüm işçilere ve ezilenlere karşı militarize edilmesi girişiminin ilk adımları olarak kullanılmaktadır. Trump’ın baskısına ve faşizme doğru siyasi eğilimine karşı mücadele, burjuvazinin sözde demokratik kesimleriyle herhangi bir tür sınıf iş birliği cephesine hapsedilmemeli; bunun yerine doğanın, toplumsal ihtiyaçların ve demokratik hakların savunulmasında işçilerin ve toplumsal hareketlerin bağımsız örgütlenmesi ve siyasi seferberliği üzerine yapılandırılmalıdır. Sınıf işbirliği cepheleri ve “kötünün iyisi” olarak görülenler, kitleleri pasifize eden ve mevcut düzene uyum sağlayan politikalarıyla, aşırı sağ güçlere karşı koyma konusundaki yetersizliklerini sistematik olarak göstermiştir.
2) Donald Trump’ın barışı teşvik etmek ve savaşları durdurmak için geldiğine dair her türlü yanılsamaya karşı mücadele ediyoruz. ABD emperyalizminin izolasyonist ve pasifist bir kanadıyla değil, yayılmacı ve saldırgan bir politikasıyla karşı karşıyayız. Panama Kanalı, Grönland ve hatta Kanada’yı işgal edip kontrol altına alma tehditleri bunun kanıtıdır. Panama’nın ötesinde, ülkelerin vatandaşlarının zor yoluyla sınır dışı edilmesini kabul etmeleri ve Küba’nın derhal sözde terörist devlet olarak yeniden ilan edilmesi tehditleri, sömürgeci çıkarları dayatmak için Latin Amerika’ya aktif askeri müdahale olasılığına işaret ediyor. Herhangi bir ABD müdahalesine ve Küba’ya uygulanan ablukaya karşı çıkıyoruz ancak, aynı zamanda Küba’daki mevcut hükümet altında gerçekleştirilen serbest piyasa reformlarını ve kemer sıkma önlemlerini reddediyoruz. İşçilerin haklarını savundukları için hapse atılanların serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
3) Trump, göreve başladıktan sonraki ilk 24 saat içinde Ukrayna’daki savaşın askıya alınmasını sağlamaya söz vermişti. Şimdi bunu önümüzdeki 100 gün içinde yapacağını iddia ediyor. Trump’ın gerçekleştirmeyi vaat ettiği olası Pax Americana, yalnızca yeni savaşlara zemin hazırlayan bir ara dönem olacaktır (tıpkı 2014’teki Minsk Anlaşması gibi) ve bunun bedelini Ukrayna ile Rusya’daki emekçiler ve ezilenler ödeyecek. Her iki halkın da bir milyon ölü ve yaralısının canı ve kanı, sınırların yeniden çizilmesi ve işçilerin ürettiği zenginliğin daha da kapsamlı bir şekilde yağmalanması için feda edilecek.
4) Gazze’deki ateşkes anlaşması, İsrail’in Filistin direnişine karşı planlarının başarısızlığının bir sonucudur. Netanyahu, Filistin halkına karşı soykırımcı bir politika yürütüyordu ve bunun ancak Filistin direnişinin tamamen yok edilmesi ve Filistinlilerin Gazze’den sürülmesiyle sonuçlanacağını duyurmuştu. Bunu başaramadı, ancak Trump’ın 1,5 milyon Filistinliyi sürme önerisi, basit bir provokasyon olarak görülmemelidir. Netanyahu, direnişin toplumsal köklerini kabul etmek ve rehine takası için müzakere etmek zorunda kaldı. Filistinliler, Siyonist birliklerin tamamen geri çekilmesini öngörmeyen bir anlaşmayı imzalamaya mecbur bırakıldıysa, bu, Batılı emperyalist ülkeler ve Siyonizm ile işbirlikçi politikalar benimseyen Arap burjuvazisi tarafından maruz bırakıldıkları tecritin bir sonucudur. Filistinlilere karşı Siyonist savaşın yeniden başlaması çok olasıdır. Aynı zamanda ABD, İsrail ile koordinasyon halinde Yemen ve İran’a saldırılar başlatmaya hazırlanıyor. Siyonist devletin varlığı, Filistin halkının ulusal kendi kaderini tayin hakkıyla bağdaşmaz. Gazze, Lübnan, Suriye ve tüm Orta Doğu’daki Siyonist/emperyalist kışkırtmalara karşı uluslararası seferberliği büyütmeliyiz.
Emperyalizm tarafından desteklenen Siyonist birlikler tamamen geri çekilmelidir.
TÜM Filistinli tutsaklar için özgürlük.
Evlerinden kovulan Filistinlilere geri dönüş hakkı tanınsın!
5) Uluslararası konjonktürde, kapitalistler arası bir dünya savaşına yönelik eğilim tamamen yerleşmiş durumdadır.Trump’ın devlet politikası bellidir: Çin’e karşı savaşa hazırlanmak. Önümüzdeki çatışma senaryosunda, ilerlemek için doğrudan Avrupa güçleri ve Batılı müttefikleriyle birlikte hareket etmesi gerektiğinin bilincinde. Emperyalist savaş, kapitalist sistemin tarihsel krizinin doğrudan bir sonucu. Rusya ve Çin, homojen bir cepheyi temsil etmiyor, ilerici veya anti-emperyalist bir tarafı ise hiç temsil etmiyor. Çin ve Rusya sömürü ve baskı rejimlerini sürdürmek için kendi arzularına ve gerici çıkarlarına göre hareket eden büyük kapitalist güçlerdir. Amaçları, ABD’nin “tek kutuplu” dünya düzenini yıkarak daha fazla aktörün yer aldığı bir “çok kutupluluk” oluşturmak. Ancak emperyalist sistemin parçalanması, onu daha ılımlı hale getirmek yerine, krizlerini daha da şiddetli ve yıkıcı kılmaktadır. Biz enternasyonalistler, emperyalist savaşa karşı mücadele ediyoruz ve savaş yeni kısmi çatışmalarla veya açıkça ortaya çıktığında, onu kapitalist emperyalizme karşı bir sınıf savaşına dönüştürmeyi savunuyoruz:
“Savaşa karşı savaş”
“Emekçilerin düşmanı, kendi ülkelerindeki burjuvazidir.”
Ukraynalı ve Rus işçilerin ve askerlerin kardeşleşmesi, açlık, baskı ve savaş politikalarını sürdüren hükümetlerin devrilmesi ve işçi hükümetleri için mücadele ediyoruz.
Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki ezilen halkların tüm emperyalist güçlere karşı yürüttüğü mücadeleleri koşulsuz destekliyoruz.
Bu ortak ilkeler temelinde:
a) 7 ve 8 Şubat’ta ABD, Avrupa ve tüm dünyada göçmenlerin zulüm ve sınır dışı edilmesine karşı uluslararası bir eylem, Trump yönetimi tarafından yürütülen kriminalizasyon, kitlesel tutuklamalar ve sınır dışı etme kampanyasına karşı ABD büyükelçilikleri ve konsolosluklarında eylemler
b) NATO ile Rusya arasındaki savaşın başlamasının üçüncü yıldönümü olan 24 Şubat haftasında, bu savaşın ve Filistin’deki soykırımın derhal sona ermesi ve yeni bir küresel emperyalistler arası savaş eğilimine karşı ortak uluslararası eylemler
c) Nisan ayı başında sosyalist örgütler ve kitle hareketleri üzerinde kapitalist hükümetlerin baskısına karşı uluslararası bir sanal forum
d) Mayıs ve Haziran 2025 arasında Avrupa’da, emperyalist savaşa karşı enternasyonalist örgütlerin katılımıyla bir konferans
yapmaya çağrı yapıyoruz.
İMZACILAR:
NAR (New Left Current) – Yunanistan
Partido Obrero- Arjantin
Sosyalist Emekçiler Partisi – Türkiye
TIR (Internationalist Revolutionary Tendency)- İtalya
Marxistisch–Leninistische Partei Deutschlands (MLPD)- Almanya
Comunistas- Küba
Grupo Acción Revolucionaria (GAR)- Meksika
United Front Committee for a Labor Party (UFCLP) – ABD
Fuerza 18 de Octubre- Şili
Agrupación Vilcapaza- Peru
Tribuna Classista-Brezilya