Bir tarafta Kiev’de rejim değiştiren, aşırı sağcı paramiliter grupları besleyen, Ukrayna oligarşisini rüşvete bağlayan ABD emperyalizmi diğer yanda Ukrayna diye bir ülkenin varlığını bile kabul etmeyen Kremlin’deki yayılmacı canavar…

Ukrayna’nın kontrolü için kışkırtılan milliyetçilikler, birbirine düşman edilen halklar… Öykü çok tanıdık.

Ve şimdi Putin Rusyası kendi arka bahçesi ya da tarihsel hakkı saydığı Ukrayna’yı işgal ederken Kiev’deki dar kafalı milliyetçiler kaderlerine terk edilmiş durumdalar. ABD, Britanya, AKP Türkiyesi, doğu Avrupa devletleri ve sonunda bir kez daha ABD’yi takip eden AB, Kiev yönetimini cesaretlendirdi. Belirleyici an yaklaştığında NATO güçleri Putin ile diplomatik uzlaşmaya asla yanaşmadı. Bugün işgal başladığındaysa ortada Rusya’ya yönelen sert demeçler ve “en sert” yaptırım tehditlerinden başka bir şey yok.

Kiev’deki dar kafalı milliyetçiler ise yakın dönemin deneyimlerinden bile hiçbir ders almayıp Batılı emperyalistlerin ipiyle kuyuya inme gafletini gösterdiler. Burjuvaların en aptalları emekçileri zehirlemek için yaydıkları milliyetçi histeriye kendisini kaptıranlar arasından çıkar. Ve Kiev’dekiler kendi aptallıklarıyla bir kez daha ülkeyi ateşe attı. Ukraynalı oligarklar ise çoktan ailelerini özel uçaklara bindirip ülke dışına çıkarmıştı bile. Ukraynalı emekçilerse şimdilerde ölümler, sakat kalmalar ve yoklukla karşı karşıya.

ABD emperyalizmi Putin’in elini gördüğü halde Rusya ile uzlaşmaya yanaşmadı. Onlar için Ukrayna Putin’i tuzağa çekecekleri bir yemden fazlası değil. Rusya’ya taviz verip Putin’i güçlendirmektense Ukrayna’yı savaş alanına çevirip Rusya’nın kan kaybetmesi ihtimaline oynamak onlara çok daha karlı göründü. Ukrayna halkının başına gelecekler, elbette zerre umurlarında değil.

ABD emperyalizmi karşısında Rus yayılmacılığının zerre ilerici yanı yoktur. Kremlin’deki oligark rejim, sadece Rusya’da değil eski SSCB coğrafyasında işçi sınıfının en büyük düşmanıdır. Kremlin, son olarak Kazakistan’daki işçi isyanının bastırılmasında belirleyici güç olmuş, emperyalistlerin işbirlikçisi Kazak oligarklarını kurtarmıştır. Putin rejiminin Lenin’i, Troçki’yi ve Ekim Devrimi’ni karalamak için gösterdiği dinamizm tarihsel bir hesaplaşmadan öte bugünkü sınıf mücadelesiyle doğrudan ilgilidir.

Sistem krize girdikçe savaşlar sıklaşmakta, çapları büyümektedir. Başta uzak Asya olmak üzere dünyanın hemen her yerinde şiddetlen emperyalist rekabet, dünyayı çok tehlikeli bir hale getirmektedir. Ellerinde nükleer silahlar bulunan emperyalist büyük güçler, halkların hayatını hiçe sayarak savaşları kışkırtmaktan asla geri durmuyor. Bu yüzden işçi sınıfı ve gençliğin önündeki tek seçenek enternasyonalist devrimci bilinç ve örgütlülük eşliğinde sınıf mücadelesini yükseltmektir. Emperyalist güçlerin yürüttüğü müzakerelerden dünya halkları için en ufak bir fayda gelmeyecektir. Unutmayalım ABD’si, Rusya’sı ile emperyalist kapitalizmin korkulu rüyası, dünya emekçilerinin tek kurtuluş yolu yeni Ekimlerdir.

NATO VE RUSYA UKRAYNA’DAN DEFOLUN!

KAHROLSUN EMPERYALİST BARBARLIK!

SARAYLARA SAVAŞ KONDULARA BARIŞ!

YAŞASIN İŞÇİ SINIFININ ULUSLARARASI BİRLİĞİ!