ABD’nin Venezuela’ya Yönelik Saldırganlığına ve Latin Amerika’daki Tüm Emperyalistlere Karşı Duralım!
Latin Amerika halklarının mücadelesini, ABD işçilerinin Trump’a karşı mücadelesiyle birleştirelim!

Bir ABD filosu, Venezuela kıyılarının açıklarındaki Karayip Denizi’ne konuşlandırıldı. Trump yönetimi, tek taraflı bir “uyuşturucu kaçakçılığıyla savaş” ilanıyla emperyalist bir “askerî müdahale hakkı” iddia etti.
Siyasal ve askerî açıdan asıl hedef, Venezuela’da bir rejim değişikliği yapmaktır. Trump, Devlet Başkanı Nicolás Maduro’yu “narko-terörist” ilan etti ve başına 50 milyon dolarlık ödül koydu. Kendini Karayipler’in ve Latin Amerika’nın “şerifi” olarak gören Trump, haftalar içinde Venezuela açıklarında yarı-deniz ablukası kurdu; üç tekneyi batırdı, 30’dan fazla mürettebatı öldürdü ve onları “uyuşturucu kaçakçısı” olmakla suçladı. Kısa süre önce Kolombiya ve Trinidad açıklarında iki tekneyi daha batırdı; ancak hayatta kalanlar ve yakınları, bu insanların küçük ölçekli yerel balıkçılar olduğunu kanıtladı.
Trump, Latin Amerika’yı ABD’nin “arka bahçesi” olarak gördüğü emperyalist anlayışla bu bölge üzerindeki “haklarını” yeniden tesis etmeye çalışıyor. Bunu yaparken, aslında hiçbir zaman tamamen terk etmediği “büyük sopa” politikasına ve “silahlı gemi diplomasisi”ne (nükleer denizaltılar ve Venezuela topraklarına yönelik doğrudan saldırı “yetkileri” dâhil) başvuruyor.
Bu, özellikle de son yıllarda Latin Amerika ile uluslararası ticarette önemli ilerlemeler kaydeden Çin’e karşı, kapitalist tekeller arasındaki mücadelenin bir parçasıdır. ABD hâlâ Latin Amerika’daki en büyük doğrudan “yatırımcı” konumunda (%38); onu Avrupa Birliği (%16) izliyor. Çin ise oldukça geride kalmış, hatta son dönemde gerileme eğilimine girmiştir. Ancak ticaret açısından Çin, birçok Latin Amerika ülkesinin (örneğin Brezilya, Şili ve Peru’nun) ihracatındaki başlıca hedef pazar. Latin Amerika giderek tarım ve hammadde ihracatına bağımlı hale gelmiştir (Şili ve Peru bakırda, Brezilya ve Arjantin soyada, Venezuela petrolde vb.) ve sanayi ürünlerini dışarıdan ithal etmektedir. Ancak bu ihracattan elde edilen gelirler, sanayileşmeye, ekonomik kalkınmaya ya da emekçi halkın derin toplumsal sorunlarının çözümüne yatırılmamaktadır. Bu paralar doğrudan oligarşilerin ceplerine,IMF’ye ve ABD ile Avrupa emperyalist finans sermayesine olan “dış borçların” ödenmesine gitmektedir.
Trump, Çin’e (ve Rusya’ya) karşı sürdürdüğü ekonomik savaşı bahane ederek Latin Amerika üzerinde baskıyı artırmakta ve kendi politikalarını dayatmaktadır. Hedefi, ekonomik çıkarlar elde etmek ve askerî hâkimiyetini genişletmektir. Bu militarist ve faşizan yönelimli saldırı, ABD’de yaşayan yoksul Latin göçmenlerini de hedef almakta; onları askerî yollarla sınır dışı etmeye kadar varmaktadır. Militarizm ve ekonomik savaş planına, göçmenlerin toplu tutuklanmasıyla sınırlı kalmayan, ülkenin büyük şehirlerinin çoğuna asker konuşlandırılmasını da içeren artan bir iç militarizasyon eşlik ediyor. ABD işçi sınıfı, Trump’ın saldırılarının temel askeri hedeflerinden biri.
ABD AFL-CIO sendika liderliği, hükümet tarafından finanse edilen AFL-CIO “Dayanışma Merkezi” aracılığıyla Venezuela, Latin Amerika ve dünya genelindeki ABD askeri müdahalelerini de desteklemektedir. ABD’li işçileri, ABD hükümetinin trilyon dolarlık askeri bütçesini de destekleyen AFL-CIO liderliğinin emperyalist yanlısı politikalarını reddetmeye çağırıyoruz. ABD’li işçiler ve sendikacılar, dünya işçi sınıfını tehdit eden kendi kapitalist egemen sınıflarına karşı, Venezuela, Latin Amerika ve dünya genelindeki işçilerle doğrudan bağlantı kurmalıdır.
Biz, ABD emperyalizminin eylemlerine karşıyız. Askerî tehditleri reddediyoruz ve ABD filosunun Latin Amerika sularından derhal çekilmesini talep ediyoruz. ABD’nin dünya genelinde yaklaşık 800 üssü bulunmaktadır: Kolombiya’da 9, Peru’da 8, Meksika’da 3, Honduras’ta 3, Porto Riko’da 12 üs! Porto Riko halkı, bu açıklamalara, ülkenin ABD’nin doğrudan sömürgesi olma statüsünü yeniden sorgulayan kitlesel protestolarla yanıt vermektedir. ABD, Panama Kanalı’nda yeniden asker konuşlandırmış ve Brezilya ile Arjantin gibi yeni ülkelerde üsler kurmayı zorlamaktadır.
ABD, ekonomik ve askerî önlemlerden oluşan hibrit savaşının bir parçası olarak, Ekvador’da 11 Kasım’da yapılacak bir referandumu desteklemekte; bu referandumla, yıllar önce kapatılmış olan ABD üslerinin “yeniden açılmasını yasallaştırmayı” hedeflemektedir. ABD, akaryakıt zamlarına ve halk düşmanı önlemlere karşı genel grevle karşı karşıya olan Noboa hükümetine 600 milyon dolar borç vermiştir; referandumda “EVET” çıkması hâlinde 5 milyar dolar daha vereceğini açıklamıştır.
Aynı durum Arjantin’de de geçerlidir. Trump, Milei hükümetine (kamu borcunu artırarak ve tahvil sahiplerinin çıkarlarını koruyarak) kredi vermekte, bunu da açıkça “aşırı sağ müttefikinin seçimleri kazanması” şartına bağlamaktadır. ABD Büyükelçisi ve Trump’ın diğer elçileri, doğrudan valiler, burjuva muhalifler ve sendika bürokratlarıyla görüşerek özellikle lityum ve nadir toprak elementleri üzerindeki çıkarlarını ilerletmektedir. Milei, “bölgesel istikrarı pekiştirmek” bahanesiyle ABD askerlerinin Arjantin’e girişine izin veren bir kararname imzalamıştır.
ABD hükümeti, OAS (Amerikan Devletleri Örgütü) aracılığıyla, Haiti’ye müdahale edecek yeni bir askerî gücün (yeni bir Minustah) kurulmasını dayatmaktadır. Kendi askerlerini çekebilmek için Latin Amerika hükümetlerinden asker göndermelerini istemekte, böylece Venezuela ve diğer ülkelere yönelik yeni maceralara zemin hazırlamaktadır.
Latin Amerika burjuvazisi ve burjuva milliyetçi hareketlerin büyük bir kısmı korkakça davran maktadır. Maduro, Chevron’un halihazırda sahip olduğu Venezuela petrolü (dünyanın en büyük rezervi) üzerindeki imtiyazlara ABD’nin serbestçe erişebilmesi için Trump ile müzakere etmeyi önermiştir. Trump, rejim değişikliği istediği için bunu reddetti. Rejimi ve silahlı kuvvetlerini bölmeye çalışmaktadır. Müttefiki, sağcı Venezuela lideri Corina Machado’nun Nobel Barış Ödülü sahibi yaparak küresel bir propaganda kampanyası başlatmıştır. Corina Machado, 2002’de Chavez’e karşı düzenlenen darbe girişimine katılmış ve Venezuela’ya karşı ekonomik yaptırımlar ve hatta doğrudan ABD askeri müdahalesi çağrısında bulunmuştur.
Biz, emperyalist müdahalelere ve rejim değişikliğini hedefleyen askerî saldırganlığa karşıyız; ancak Maduro’nun yolsuzluklarına ve baskıcı uygulamalarına da politik destek vermiyoruz. Çözüm, işçilerin silahlandırılması; ABD’li ve emperyalist şirketlerin, bankaların ve dış ticaretin işçi denetiminde kamulaştırılmasıdır.
BRICS, tıpkı Trump ve Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik soykırımına göz yumdukları gibi, Venezuela’ya yönelik bu emperyalist askeri tehdidin gelişmesine de izin vermekteler. Brezilya, Venezuela sınırlarına bir ordu konuşlandırdı. Latin Amerika burjuvazisi sessizliğini muhafaza etmektedir. En iyi ihtimalle, Kolombiyalı Petro’nun yaptığı gibi, Trump’a “yanlış” olduğunu açıklamaya çalışmakla yetinmekteler.
Peru, Paraguay, Uruguay ve Arjantin’de emperyalist güçlere ve onların kemer sıkma politikalarına ve emperyalist savaşa karşı seferber olanlar gençler ve işçilerdir. (Her kesimden) 7 milyondan fazla Amerikalı, 18 Ekim’de ABD genelinde 2.000 şehirde Trump’ın faşist eylemlerine karşı gösteri düzenledi. Gücümüzü birleştirelim.
Taleplerimiz
- ABD emperyalizmi, Venezuela’dan, Panama’dan, Ekvador’dan ve tüm Latin Amerika’dan defol!
- ABD’de yaşayan Latin kökenlilere yönelik baskıya son! Göçmenlere yönelik baskılara son!
- IMF defol! Yüksek faizli dış borç ödemelerine hayır!
- Karayipler’deki tüm deniz ve hava kuvvetleri derhal geri çekilsin!
- Latin Amerika uluslarına yönelik emperyalist müdahalelere son!
- ¡Fuera Yanquis de Venezuela y de América Latina!
- Yankiler Venezuela’dan ve Latin Amerika’dan defolun!
- Porto Riko’ya bağımsızlık!
- İngiltere, Malvinas Adaları’ndan defol!
- Latin Amerika ve Dünya işçileri, Latin Amerika ve Dünya’nın Sosyalist Birliği için birleşin!
İmzacılar
- KA – Komünist Kurtuluş (Yunanistan)
- PO – Partido Obrero (Arjantin)
- SEP – Sosyalist Emekçiler Partisi (Türkiye)
SWP – Socialist Workers Party (Britanya) - TIR – Tendenza Internazionalista Rivoluzionaria (İtalya)
- UFCLP – United Front Committee for a Labor Party (ABD)
- WCP-H – İran İşçi Komünist Partisi-Hikmetist – Hekmatist (İran)
- Tribuna Classista (Brezilya)
- Comunistas (Küba)
- Fuerza 18 de Octubre (Şili)
- Devrimci Sol Akım (Suriye)
- Internationale Socialister (Danimarka)
- DSİP (Türkiye)
- GAR -Grupo de Acción Revolucionaria (Meksika)
- Nodongjayeondae (İşçi Dayanışması) (Güney Kore)
- SEK – Socialist Workers Party (Yunanistan)
- Linkswende (Avusturya)
- Marx21 (İspanya)
- Marx21 (ABD)
- Pracownicza Demokracja (Polonya)
- Solidarity (Avusturalya)
